19 Eylül 2008 Cuma

Ramazan’a kavuşmak,

Altı ay önce "Biz seni alemler için yalnızca bir rahmet olarak gönderdik" ayeti ile Peygamberimizin doğuşunu müjdeleyen Mevlut Kandili ile gönüllerimizi huzur iklimine doğru çevirdik.

“Miracın, göklere olduğu kadar, insanın kendi semasına, yani kalbine ve iç dünyasına doğru da yapması gereken bir yolculuk olduğunu” öğrenerek,

İstiğfar eden yok mu, affeder , bağışlarım
Bu gece hatırına mukadderat yazarım
Rızık isteyen yok mu, hemen rızık vereyim.
Gelen musibetleri bu gece def edeyim
” diyerek bizi tövbeye çağıran Rabbımızın Beratlarımızın yazıldığı, göklerin kapısını açtığını bildirdiği o muhteşem geceyi idrak ederek bu güne, yani mübarek Ramazan ayına ulaşabildik.

Belki bu mübarek ayı tamamlamak nasip olacak bizlere, belki olmayacak.

Rabbimden dileğim, tüm inananların bu muhteşem temizlenme ayında, hem bedenlerini hem ruhlarını temizlemeye fırsat olan “oruç” ile ve Ramazan’ın kendine özgü o büyülü havasını teneffüs ederek bayrama ulaşmalarıdır.

Geçen yıl sizlere köşemden Ey Şehr-i Ramazan şiirim ile seslenmiştim. O zaman okuru az olmuştu. Bu yıl yeniden aynı şiiri sayfama alıyor ve tüm okurlarımızın Ramazan-ı Şerifini kutlarken, hayırlara vesile olmasını diliyorum.

Sevgiyle, Saygıyla


Ey Şehr-i Ramazan

Ömürden bir bir kayar, o zalim asi yıllar
Sükût hakim olurken, saçların da beyazlar
Secdesiz başlar mahzun, tövbesizdir dudaklar
Rabbim kulunu affet, sebebindir Ramazan

Nefse kelepçen oruç, sanma tutulur boşa
Bilinir mi az sonra neler gelecek başa
Eğ secdeye başını sonra vurursun taşa
Bu ay bolca af dile, dileğinde Ramazan

Ömür gülü gitgide sararıyor soluyor
İnsan gaflet içinde, günü dünden soruyor
Gidişin yok dönüşü, iyilik kâr oluyor
Yarına yatırım yap, fırsatındır Ramazan

Bazısına anlatsam anlayışı yok gibi
Sussam içim hoş değil, dilim durmaz ok gibi
Aşkın bu çeşidine tutulmayan yok gibi
Hem yanıp hem yakmanın fitilidir Ramazan

Susuz aşıklar gibi, koş rahmet pınarına
Aç ellerin semaya, bak nurların nuruna
Gözler fersiz, yüz soluk, var onun şuuruna
Aç kalmak ayı değil, anlamaktır Ramazan

Sabaha karşı kalkıp o sofranın başında
Kimbilir ne heyecan, başladığın zamanda
Daha küçücük idin belki altı yaşında
Düşününce maziyi ne hoş gelir Ramazan

Sofralar hazırlanır özenle, binbir emek
Her şey yerli yerinde, misler kokar her yemek
Ramazan demek sanki, biraz da pide demek
Bereketiyle gelir, mis kokulu Ramazan

Dua ile başlayıp oruca niyetlendik
Camiler dolar taşar, teraviye kitlendik
Allahım nurun ile ne güzel sebeplendik
Yakınlaşma ayıdır, bereketli Ramazan

Ezanlar okunurken minareden şevk ile
Mahyalar yanıp durur binbir özen zevk ile
Sokaklar boşalırken yetişme telaşiyle
O ne tatlı telaştır, büyülüsün Ramazan

Bir garip melûl duruş var sanki yüzümüzde
İçimizde ezik ama, huzur var özümüzde
Bir yandan gün sayarız, bayramsa gözümüzde
Gelecek Bayramların coşkususun Ramazan

İmsakiye mutfağın duvarına asılır
Ezana biraz kala saatlere bakılır
Kâh camlardan sarkılır, kâh camiye bakılır
Kulağın pasını da sen silersin Ramazan

Kucakta sıcak pide evine koştururken
Bir çadır kapısında sırada bekleşirken
Mis kokulu çorbanın dumanı tüter iken
Büyülü akşamların şahısın sen Ramazan

Açsın doymam sanırsın, yemektedir hep gözün
Daha ilk lokmadayken biter aç gözlülüğün
Bunun sırrı ne ola, nedendir düşündüğün?
Anla ki o sırların sebebidir Ramazan

Amaç aç kalmak ise aç kalır eşekler de
Bir tutam ota razı, versen de vermesen de
Sırra ermeyip elbet tüm günler aç gezsende
Düşündürür insanı, ilim ayı Ramazan

Düşünelim o halde nedir bunun hikmeti
Fecr-i sadıktan başlar oruçlunun niyeti
Farz kılındı bizlere boldur Rabbın rahmeti
Hem ruhun hem bedenin şifasıdır Ramazan

****Özlenensin, beklenensin ey mübarek Ramazan
.......................On bir ayın sultanısın, şereflisin Ramazan
****


Çiğdem Altınöz

Hiç yorum yok: